Pages

27 Şubat 2012 Pazartesi

Bataklıktan Zambaklar Ülkesine : Eğitim ve Kitap



Hayatın en önemli unsurlarındandır kitap bence. Okumak -eğer bilgi kirliliği içermiyorsa- neden zararlı olsun, neden sıkıcı yada gereksiz olsun? Genel de küçük yaşta edinilmesi gereken bir alışkanlık olarak görülür ki bu doğru. Ama


o yaşlarda bu alışkanlık edinilmemişse "bizden geçti artık" anlayışı ise külliyen yanlış. Hepimizin bildiği bir söz bu : Okumanın da öğrenmenin de yaşı yok. E o zaman?

Peki toplumsal olarak eğitimin bilincine varmış bir anlayışta, herkesin sırt sırta verip, top yekün eğitim için çabalaması nasıl bir şey olurdu bu ülkede? Ekonomiyi etkiler miydi? Sosyal hayatı etkiler miydi? Siyasal hayatı etkiler miydi? Özel yaşamı peki? Adliyeler ne kadar davaya bakardı? Karakolların nezarethaneleri kaç kişi alırdı bir günde? Milli Gelirde bir değişiklik olur muydu? Ütopya değil. Ama çok ciddi bir özveri gerektiriyor.

Bugün size bir kitap tanıtımı yapmak istiyorum. Benim başucu kitaplarımdan. Kaç kere okudum hiç hatırlamıyorum. Her seferinde ilk kez okuyormuş gibi hevesle sarıldığım bir eser. Korkmayın, öyle kalın bir şey de değil. Çay tabağı, pencere tutacağı, kağıt ağırlığı yerine kullanılacak gibi değil. 9-10 TL arası bir fiyatı var ayrıca, ucuz da bir şey.



Önce yazarından başlayalım tanıtmaya. Yazarı tam adıyla, Grigory Spiridonoviç Petrov. 1886?-1925 yıllar arasında yaşamış, Rusya doğumlu, gazeteci ve yazar. Aslında bir papaz ama görüşleri nedeniyle kiliseden kovulmuş. Gazeteci ve yazar kimliği de bu dönemden sonra öne çıkmış. Yazıları çok uzun yıllar Rusyada yasaklanmış. Rusya da ki mevcut baskıdan kurtulma çaresini kaçmakta bulan Petrov bir dönem Türkiye de Gelibolu da da ikamet etmiş. Bulgaristan, Yugoslavya, Finlandiya ve bunların haricinde bir çok ülke gezmiş ama aralarında en çok Finlandiyadan etkilenmiş.



Kitabın konusu tam da burada başlıyor işte. Petrov'un herkesçe bilinen kitabı "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" bu gözlemler sonucu 1920'li yılların başında kaleme alınmış bir kitap.

"Beyaz Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya", bir bataklıktan, gelişmiş, çağdaş, müreffeh ve eğitimli bir ülkeye nasıl dönüşüldüğünü anlatan bir kitap. Askerlerden tutun, din adamlarına, öğretmenlere, doktorlara, iş adamlarına her kesimden insanın omuz omuza verişinin bir öyküsü. Burada en önemli vurgu bu yola gönül koymuş istisnasız herkesin, bunun sadece ve sadece eğitimle başarılabileceğine olan inancı. Biz de ki o meşhur  "Eğitim Şart" reklam sloganının teori ve pratikte ne denli büyük bir etki ve sonuç yarattığını bu kitapta emin olun bir solukta okuyacaksınız.



Kitap hakkında ayrıca bir kaç noktaya daha değinmek istiyorum. Eğitim gücüne ve ışığına inanan herkes gibi, Atatürk'ün de bu kitabın Türkçeye çevrilerek başta Askeri okulların müfredatı olmak üzere eğitim müfredatlarına sokulmasını emrettiği söylenmektedir. Ben bu emri belgelendirmek istiyordum ancak emirle ilgili resmi bir kaynak bulamadım açıkçası. Bulan olur ve bunu paylaşırsa da çok mutlu olurum.  Ayrıca 27 Mayıs ihtilal ekibinde de bu kitabın oldukça yaygın olduğuna dair söylemler bulunmaktadır.

Son olarak en başta anlatmaya çalıştığım durumu tekrar etmek istiyorum. Bataklıktan, beyaz zambaklarla dolu bir ülke haline gelmek eğitimle mümkünse eğer, canım ülkemde bu durum ütopya değil. Sadece normalden biraz daha fazla özveri ve enerji gerekiyor hepsi bu. Sizden ricam, bu kitabı okumanız ve okutabileceğiniz kadar çok insana okutabilmeniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder