Birbirimize ihtiyacımız var. Kızılayın yürüttüğü kampanyanın
sloganı aslında. Aslında başımıza gelmeyeceğinin hiçbir garantisi olmayan bir
durumun da hatırlatıcısı. Bugün ki konu sağlık bağışları. Bu bağışların tek
kazancı, tek zenginliği bir insanın hayatını kurtarabilmek, sağlığının iyiye
gitmesine yardımcı olabilmek.
Peki hayata hangi yöntemlerle bağışta bulunabiliriz?
Belli başlı 3 ana konu mevcut. İlki Kök Hücre bağışı. İkincisi organ bağışı. Ve son olarak da en yaygın ve en bilindik olan kan ve trombosit bağışı.
Belli başlı 3 ana konu mevcut. İlki Kök Hücre bağışı. İkincisi organ bağışı. Ve son olarak da en yaygın ve en bilindik olan kan ve trombosit bağışı.
Kök
Hücre Bağışı hakkında bazı bilgileri aşağıda bulabileceksiniz. Tüm detaylarıyla
incelemek isteyenlerse; www.kordonbankasi.com ve www.kokhucrebagisla.com adreslerine
göz atabilirler. Peki nedir bu Kök
Hücre? Yaşam Bankası şu şekilde tanımlıyor : “Kök
hücreler, insan vücudunda bulunan ve her türlü vücut hücresine dönüşebilen ana
hücrelerdir. Nerede bir zedelenme veya onarım ihtiyacı varsa, oraya giderek
gereken hücre tipine dönüşür ve hasarı onarırlar. Kalp krizi geçirende kalbe, karaciğer harabiyeti olanda
karaciğere, kemiği kırılanda kırık hattına giderek gerekli tamiratı yaparlar.
Hangi tip hücre ve dokuya ihtiyaç varsa ona dönüşürler. Vücutta en fazla olduğu
zaman anne karnındaki bebeklik çağıdır. Daha
sonra alınan yaşlarla beraber sayısı azalır. Nitekim, yaşlanmayla beraber doku,
organ iyileşmelerinin daha yavaş ve güç olduğu da bilinen bir gerçektir.”
Kök Hücre için tıpkı organ bağışında olduğu gibi doku uyumu şart.
Kanserden organ yenilemeye kadar bir çok hastalıkta oldukça etkili. Ama ne
yazık ki bağış olarak tam oturmadı hala ülkemizde.
Organ bağışı ise daha aşina olduğumuz ama nedense önemli bir
kısmımızın belki diğer tarafta lazım olur düşüncesiyle organlarımızı vermeye pek
de yanaşmadığımız bir bağış türü. Oldukça umut verici ilerlemeler ve
bilinçlenme var bu konuda. Bu da sevindirici tabii. Organ bağışıyla ilgili daha
çok bilgi almak isterim diyen olursa http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-7785/organ-nakli.html
linkine göz atabilirler.
Ve
son olarak, en kolayı, en zahmetsizi ama hep es geçtiğimiz kan bağışı.Süreç
aslında çok ama çok basit. En yakın kan merkezine gidiyorsunuz. Sağlık
geçmişinize ve özel hayatınıza dair bir
form veriyorlar size. En fazla 5-10 dakika sürecek bir şey. “Eksiksiz ve doğru”
doldurduğunuz formu teslim ettikten sonra Tansiyon,
Ateş, Nabız, Vücut Ağırlığı ve hemoglobin ölçümleriniz yapılıyor. Bu verilerin
tamamı ile doktorun yanına gidiyor ve fiziksel muayene oluyorsunuz. Yoğunluğa
göre bir 15 dk da burada geçiyor. Eğer tüm şartlar için uygun bir bağışçıysanız
(mesela 3 ay önce grip geçirmiş olsanız ilaç kullanımınıza göre kan
veremeyebilirsiniz) 10 dk sürecek bir işlem ile topu topu 450 ml kanınızı verip
dinlenme odasına geçiyorsunuz. İkramları da fena değil hani J
Özetle gününüzden feragat edeceğiniz ortalama yarım saat ile
bir hayatı kurtarmış olacaksınız. Kızılayın ayrıca bağışçının kanı kullanıldığı
zaman gönderdiği bir teşekkür mesajı var. Dünyalara bedel emin olun. Bu bilgi
beni kesmez diyenlere gelsin: www.kanver.net
Unutmayın : Birbirimize ihtiyacımız var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder