Pages

9 Ağustos 2013 Cuma

4 Ay da 20 kilo nasıl verilir? Yok yok o kadar kolay değil...

Evet, sorumuz malum, 4 ay da 20 kilo nasıl verilir hatta verilir mi? Cevap basit : evet gayet de verilir. Bkz.ben. Pekiiiii nasıl verilir bu kilolar derseniz, buyurunuz efendim:

Tabii ki de doktorla verilir bu kadar kısa sürede bu kadar çok kilo. Ben şahsen, bizzat, kendim bunu diyetisyen ve dahiliye doktorunun ortak kontrolleri ile başardım. Özel bir poliklinikte devam eden süreçte (poliklinik adını vermek istemem açıkçası, araştırıp kendiniz seçmeniz daha sağlıklı çünkü) önce kan tahlilleri yaptırıyorsunuz ki burası önemli. Tüm kan değerleriniz ortaya çıkıyor. Kolestrol, şeker, Allah ne verdiyse bir bir ortaya çıkıyor. Daha sonra, diyetisyen uzmanınız tüm hikayenizi dinliyor. Yaşam tarzınız, beslenme alışkanlıklarınız, sağlık hikayeniz, ailenizin sağlık geçmişi vb vb vb. Ne kadar dürüst olursanız emin olun süreç o kadar kolay olacak sizin için. Tabii ihtiyaç hasıl olduysa dahiliye uzmanınız da ayrıca yönlendiriyor sizi.

Gerisi bildiğiniz şeyler, kan değerleri ve hikayenize göre oluşan haftalık programlar, gerekiyorsa kullanmanız gereken ilaçlar, düzenli kontroller ve tabii diyet için tuttuğunuz bir günlük. Dürüst bir günlük.

Bu kişiye özel bir program. Kiminiz kamu diyetisyenlerine güvenmeyebilir, kiminize ise özel diyetisyenler pahalı gelebilir. O halde uymanız gereken basit kuralları okuyun ve mümkün mertebe dikkat etmeye çalışın. Hiçbir zaman unutmayın; şok diyetler yağ değil kas kaybına neden olur, bu da kilo vermediğiniz anlamına gelir ve aynı zaman da kaybettiğiniz kas kadar yağ geri almanız anlamına.

Zayıflama kapsülü, hapı, çayı, gıda takviyesi diye bir şey yoktur. Daha doğrusu vardır ama yağlarınız için değil, cüzdanınız için. Kimyasallarla (her ne kadar doğal olduklarını iddia etseler de) kilo veremezseniz. En fazla plasebo etkisi yaratır. Ama bizim bilmem kim kapsüllerle falan kilo vermiş derseniz, o kapsül üreticileri neden hala dünya devi değiller sorarım size.

O halde diyetinize gidemediniz, dahiliye doktoruna kan tahlili de veremediniz, sağlıklı ve düzenli bir beslenme alışkanlığı ile nasıl kilolarınızı kontrol altına alabilirsiniz? Öncelikle beyaz un ile yapılmış başta ekmek olmak üzere hemen her şeyi unutun. Onun yerine ruşeym ekmeği kullanın. Artık bir çok fırın üretiyor kepek ekmek kadar kolay bulunuyor. Faydalarını internetten araştırın göreceksiniz. Akşam minimum tek dilim yemek şartıyla günde 5-6 dilim tüketin. Makarna gibi karbonhidrat, pirinç gibi şeker depolarındansa bulgur tüketin. Mısır ve ürünlerinden uzak durun. Patates de en az mısır kadar tehlikeli sakın unutmayın.Akşamları sebze yemeye özen gösterin. mümkünse öğleleri de akşamları da salata yiyin. Sınırsız ve mutlaka zeytinyağlı. Turşu gibi su vücutta su tutabilecek tuzlu şeylerden ya kaçının, yada tuzundan arındırarak yiyin. Çay da su tutar. Çay yerine yeşil çay mate gibi şeyler için. En azından böbrekleriniz çalışsın.

Ve mutlaka ama mutlaka günde 2,5 lt kadar su için. Sadece su içseniz bile 1 hafta sonra vücudun tuttuğu fazla sudan kurtulacağınız için farkı anlayacaksınız. Örneğin 10 kilo mu verdiniz, bilin ki en az 3 kilosunu sudan vermiş olacaksınız ve kaslarınızı koruyacaksınız.

Gelelim spora. Diyetsiz spor kilo vermede etkili olmayacağı gibi sporsuz diyette etkili değil. vücudunuz hırpalamayın. Günde yarım saat tempolu yürüyün. Aksatmamaya önem gösterin. Öyle hemen mekik çekeyim, twist yapayım, koşayım falan demeyin. Bir kaç ay tempolu yürüyün, dizleriniz açılsın bilekleriniz esnesin. Bahsettiğim hareketleri yaparken de mutlaka bir uzmana danışın. Yanlış hareketler kilo vermenizi sağlamayacağı gibi sakatlanmanıza da yol açabilir.

Ve altın 2 kural : 1-Sabırlı olun. 2-Disipilinli olun. Kısaca kendinize dürüst olun. Tamamdır..

Görüşmek üzere


4 Ağustos 2013 Pazar

Bir şair, bir fedai ve bir lider: Semerkant




Yolları kesişen ve tarihe yön vermiş üç büyük ismin yollarının kesiştiği bir kitap Semerkant. Üçü de adına münhasır, üçü de kendi alanına damgasını vuran üç büyük isim. 

Öyle ki, biri hem şair, hem bilim adamı hem gök bilimci hem matematikçi. Kimine göre bir Allah dostu, kimine göreyse dinden uzak kendi kibrini yaratmış biri. İbni Sinanın varisi kimine göre, kimine göre ise salt bir şarap düşkünü: Nişapurlu Ömer Hayyam.

Bir diğeri ise, bilginlerin mütevazı üstadı. Sokratesin o muhteşem tezinin insan da vücut bulmuş hali. Herkese o meşhur sözün bir benzerini söylerken birikimi ile çevresini aydınlatan biri. Tek bildiğinin hiçbir şey bilmediği iddiasında, Selçuklunun maliyesini denetleyen bir müfettiş, küskünlüğünde bir kaleyi koca bir şehre çeviren, fedai yetiştiren ve asla kendilerine katil dedirtmeyen bir öğreti ustası. Beyinleri afyonla uyuşturan ve tüm eylemlerini masumlaştırma çabasında bir Alamut suikastçısı : Kum'lu Hasan Sabbah.

Ve bir vezirler veziri. Hükümdar dahil, herkesin sevdiği ama saygıda kusur etmemeye çalışılan bir lider. Bir yönetici. Bilimin, din kadar insan hayatının vazgeçilmezi olduğuna inanan bir devlet adamı. Güzel sanatların sadece göze değil, siyaset bilimine dahi hitap ettiğini düşünen bir usta. Yazdığı kitabın, Siyasetnamenin bugün dahi başucu eserleri arasında yer alan bir yazar : Tus'lu Nizamülmülk.
                                                                            

Ve muhteşem bir sentez ustası. İktisat ve sosyoloji eğitimi alan, gazetecilik yapan, memleketinde çıkan iç savaş sonucu Fransaya göçen ve yaşamını orada devam ettiren, Ortadoğu, Akdeniz, İran ve Anadolu ustası, değme tarihçilerden daha tarihçi, akıcı, heyecanlı ve vazgeçilmez üslubu ile Lübnan'lı Amin Maalouf.

Amin Maaoluf, Semerkant adlı başyapıtı ile, 1000 li yılların İranını, Anadolusunu, Ortadoğusunu inanılmaz üslubu ile anlatmakta. Eserinde, bir toplumun psikolojisini bireylerle özdeşleştirip, karakterlerde ustaca kişiselleştirdiği göe çarpıyor. Kitap tarih, siyaset bilimi teorilerine dayansa da yazarın hep bahsettiğimiz usta kalemi, en sıkıcı teoriyi bile roman tadında ve profesyonelce sunabiliyor. 

En kısa zamanda okuyabilmeniz dileğiyle.



6 Nisan 2012 Cuma

Bir ömür muhasebesi : Gün Olur Asra Bedel

Tüm hayatınız, aileniz, arkadaşlıklarınız, bağlı bulunduğunuz siyasal rejimler, olaylar, anılarınız, hayalleriniz hem de en çılgın, en gerçekleşmeyecek denilen hayalleriniz. Bir gün, çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı omuzlarınızda taşırken gözlerinizde canlanıverse tüm bunlar, ne hissederdiniz? Tüm ömrümüzün, her detayıyla gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçmesi mesela?

29 Mart 2012 Perşembe

Tek farkları 1 kromozom fazlaları : Down Sendromlu Çocuklar

Fotoğraf www.uzmantabip.com adresinden alınmıştır


Çocuklar bizim geleceğimiz. Değil mi? Sloganımız bu yani. Her şeyimiz onlar bizim. Her şey onlar için.....mi?

Hayatta ne yazık ki herkes şanslı olamıyor. Herkes sağlıklı doğamıyor, hadi sağlıklı doğdu ileri de bir hastalığın pençesine yakalanmayacağı ne malum. Hem de çocuk yaşta.

27 Mart 2012 Salı

Fikriniz mi geldi? Yoksa blogunuzu mu paylaşmak istediniz?

sourmenia.blogspot.com


Bir dönem (çok olmasa da) ara vermek durumunda kalmıştım. Ve tekrar karşınızdayım. Blogun muhtevası gereği, ben yazarım siz okursunuz. Bu sefer tersi bir şeyler yapma çabasındayım. Bu postun altına siz yazacaksınız ben de okuyacağım. Peki siz neler yazacaksınız?

21 Mart 2012 Çarşamba

Bir Ömür Hikayesi: Nostaljik Reklamlar-3

Serinin son yazısı. Bu sefer fotoğraflara değil, videolara yer veriyorum. Ve takdir edersiniz ki daha yakın dönem Türkiye reklamlarını izliyor olacaksınız. Birazdan izleyeceğiniz eski dönem reklam videolarını YouTube dan derledim. Yüzlerce var inanın. Ama en çok beğendiklerim arasından seçmeye çalıştım.

16 Mart 2012 Cuma

Bir Ömür Hikayesi: Nostaljik Reklamlar-2

Bir Ömür Hikayesi serisinin 2.bölümü ile karşınızdayım. Bu bölümde Osmanlı Dönemi ile Cumhuriyetin ilk dönemlerine ait bazı fotoğrafları, belgeleri ve reklam afişlerini aşağıda bulabileceksiniz. Serinin ilk bölümünü incelemek isterseniz şayet